Haberler

İsveç Donanması, Finlandiya Körfezi’ndeki Su Altı Altyapı Hasarının Soruşturmasına Yardımcı Oluyor

İsveç Donanması Su Altı Altyapı Hasarını Araştırmaya Yardımcı Oluyor

Finlandiya Körfezi’ndeki su altı altyapısına verilen zararı değerlendirmek amacıyla yapılan iş birliği çerçevesinde, İsveç Donanması, HMS Belos adlı denizaltı kurtarma gemisini görevlendirdi. Bu girişim, Noel Günü’nde Eagle-S adlı tankerinin Doğu bağlantısı enerji kablosuna kazara zarar vermesi sonrası Fin yetkilileri tarafından yürütülen soruşturmayı destekliyor. Araştırmalar, tankerinin deniz tabanında birkaç kilometre boyunca sürüklenen bir iz bıraktığını ortaya koydu.

Fin polisinin öncülüğünde yürütülen soruşturmaya, Fin Donanması da önemli katkılarda bulunarak, mayın karşıtı gemi Vahterpää, petrol sızıntısı müdahale gemisi Hylkee ve bir dalgıç ekibi gibi kaynaklar sağlamaktadır. HMS Belos, derin dalış ve operasyonel yetenekleri sayesinde soruşturmanın kapasitesini artırarak, hasarın daha kapsamlı bir analizini mümkün kılmaktadır.

7 Ocak itibarıyla, HMS Belos, Finlandiya Körfezi’nde deniz altındaki enerji ve iletişim kablolarına zarar vermek amacıyla kullanıldığı düşünülen kaybolan çiviyi Eagle-S’den başarıyla çıkardı. Fin yetkilileri, çiviyi teslim almış olup, Fin Ulusal Soruşturma Bürosu (NBI) delil üzerinde kapsamlı bir analiz yapmayı planlamaktadır.

Finlandiya Ablukası Hakkında Asılsız Söylentiler

Finlandiya Körfezi’nde birkaç Fin savaş gemisinin görevlendirilmesi, Saint Petersburg’a giden ve gelen gemilere karşı olası bir ablukayı gündeme getirmiştir. Ancak bu söylentiler, Finlandiya Körfezi Sahil Güvenlik Bölgesi Komutanı tarafından kesin bir şekilde yalanlanmış ve hiçbir ablukaya sahip olunmadığı açıklanmıştır. Bölgedeki gemi yoğunluğunun, Saint Petersburg limanına giriş bekleyen gemilerle ilgili olduğu görülmektedir, denetim için tutulmuş oldukları anlamına gelmemektedir.

Gölge Filosu ile Mücadele

Gölge Filosu ile Mücadele

Bu gelişmelerin ortasında, Rusya’nın gölge filosuna karşı ek yaptırımların uygulandığı duyurulmuştur. Bu gölge filosu, Rusya’nın Batı yaptırımlarını aşmak için kullandığı, yaşlanan tankerler ve yük gemilerinden oluşmaktadır ve esasen Rus petrolünü Türkiye ve Hindistan gibi tarafsız varlıklara ihraç etmektedir. Bu gemiler genellikle sınırlı veya hiç AIS sinyali vermeden faaliyet göstermekte, bu da izleme çabalarını karmaşık hale getirmektedir.

Gölge filosu, Rus ekonomisinin sürdürülebilirliğinde önemli bir rol oynamaktadır, özellikle de Rusya’nın petrol ve gazına yönelik Batı yaptırımlarının uygulanmasının ardından. Bu gemilere yönelik daha fazla yaptırımların uygulanmasıyla durum giderek daha acil hale gelmektedir.

GIFF1

Batı Yaptırımlarının Genişletilmesi

Batı Yaptırımlarının Genişletilmesi

11 Aralık’ta Avrupa Birliği, Rusya’ya karşı 15. yaptırım paketini açıkladı ve bu paket, gölge filosu ile bağlantılı 52 tankerin Avrupa limanlarına girmesini yasaklamayı içeriyordu. Bu, Avrupa limanlarına girişi yasaklanan toplam tanker sayısını 79’a çıkardı. Buna karşılık, Birleşik Krallık daha katı bir yaklaşım benimseyerek, gölge filosu ile bağlantılı 93 tanker de dahil olmak üzere 100’den fazla gemiye yaptırım uygulamıştır.

16 Aralık’ta, Ortak Keşif Gücü liderleri, Rusya’nın gölge filosuyla mücadele stratejilerini tartışmak üzere Tallinn’de bir araya geldi. Nordic-Baltik 8++ formatında yapılan bu toplantıya, Finlandiya, İsveç, Estonya, Letonya, Litvanya, Polonya, Almanya, Danimarka, Norveç, İzlanda, Hollanda ve Birleşik Krallık’tan temsilciler katıldı; bu ülkeler Baltık ve Kuzey Denizi’ne kıyısı olan ülkeler olarak bilinir.

Kendi ortak bildirimlerinde, Nordic-Baltik 8++ grubu, gölge filosuna karşı daha fazla eylemde bulunma taahhüdünde bulunmuş ve bu operasyonları caydırmayı, yasadışı faaliyetleri engellemeyi ve Batı yaptırımlarını aşmanın maliyetlerini artırmayı hedeflemiştir. Birincil stratejilerden biri, gölge filosu gemilerinin sigorta ve çevre standartlarına uyumunu sağlamak için denetimlerin yapılmasını içerir; bu denetimler, stratejik konumlar olan İngiliz Kanalı, Danimarka Boğazı, Danimarka ve İsveç arasındaki Sondaj ve Finlandiya Körfezi gibi yerlerde gerçekleştirilebilir.

Denetimler, gemilerin, uluslararası petrol kirliliği zararlarına karşı sivil sorumluluk konvansiyonu ile ilgili önemli bir belge olan CLC sertifikası şeklinde sigorta kanıtı sunmasını gerektirecektir. Uyumsuzluk durumunda uygulanacak sonuçlar belirsizliğini korumakta olup, olası eylemler para cezasından, uyum sağlanana kadar limanda tutulmaya kadar uzanabilmektedir.

Sigorta ve çevresel uyum konusuna odaklanmak şaşırtıcı değildir, zira gölge filosundaki birçok gemi daha eski ve mekanik arızalara karşı hassastır. Baltık ve Kuzey Denizi’ndeki bu tankerlerin çevresel felaketlere maruz kalma riski giderek artmaktadır.

Son zamanlarda Rus yük gemileri ile ilgili meydana gelen birkaç olay endişeleri artırmıştır. Rusya ile müttefik rejimler arasında silah taşımak için sıkça kullanılan sivil yük gemisi Ursa Major‘ın bir makine odası patlaması sonucu batması, dikkat çekici bir örnektir. Bunun öncesinde, Volgoneft 212 ve Volgoneft 239 adlı iki Rus petrol tankeri, kötü hava koşullarına dayanamayarak Kerç Boğazı’nda batmış ve Sevastopol’a kadar uzanan plajları etkileyen ekolojik zararlara yol açmıştır. Ayrıca, Sparta adlı başka bir Rus yük gemisi, Akdeniz’e seyir halindeyken Fransa açıklarında mekanik arıza yaşamıştır.

Bu gemiler gölge filosunun bir parçası olmasa da, Rus deniz varlıklarının teknik ve mekanik durumunun kötüleştiğini vurgulamaktadır. Böyle olaylar, Rusya’nın yük gemilerinin bakım ve denetimini ihmal ettiğine işaret etmekte, güvenlik ve çevresel riskler konusunda daha fazla endişe yaratmaktadır.

Baltık Bölgesinde Artan İnsansız Hava Araçları Faaliyeti

Rusya, Saint Petersburg bölgesinden gelen petrol ihracatına giderek daha fazla bağımlı hale geldikçe, Ukrayna’nın insansız yüzey araçlarının (USV) oluşturduğu tehdit, stratejik bir değişime yol açmıştır. Devam eden çatışmalar nedeniyle Karadeniz limanlarından azalan ihracatla birlikte, Rusya Saint Petersburg’a yönelmiştir; bu bölge, Ukrayna cephe hatlarından daha uzakta stratejik bir konumda bulunmaktadır.

Ancak, Saint Petersburg artık petrol ihracatı için güvenli bir yer değildir. 4 Ocak’ta, Ukrayna dronları, Saint Petersburg bölgesindeki Ust-Luga petrol terminalinin yakınlarındaki alanları başarıyla hedef almıştır. Rus kaynakları tarafından hasarın boyutu bildirilmemiş olsa da, olay, Rus petrol ihracat operasyonlarının savunmasızlığını gözler önüne sermektedir.

Ayrıca, 3 Ocak’ta, Kopenhag’ın güneyindeki Koge limanı üzerinde dronlar tespit edilmiştir. İlk olarak 20 ağır dron olarak bildirilen bu sayı, daha sonra dörde düşürülmüş ve son dron, 01:16 civarında bölgeden ayrılmıştır. Bu dronların deniz üzerinde yüksek hızla kaybolduğu bildirilmiştir. Tespit edilen alan, askeri faaliyetler için sıklıkla kullanılan Koge Erhvervshavn’a yakın bir konumdadır; en son kullanım 11 Aralık’ta, bölgenin birkaç saat kapatıldığı zaman gerçekleşmiştir.

Koge Marina üzerindeki dronların kimliği henüz belirlenmemiştir, ancak açık kaynak istihbaratı, bölgenin Kopenhag Havalimanı’nın kalkış ve iniş koridorunda yer aldığını göstermektedir. Dikkat çekici bir şekilde, Rus römorkörü Sergey Balk, 1 Ocak’tan beri Skagerak’ın kuzey kısmında dolaşırken Danimarka sularında gözlemlenmiştir.

Frederik Van Lokeren, yedi yıl boyunca Belçika Donanması’nda hizmet vermiş bir eski Deniz Teğmeni olup, lojistik ve deniz istihbaratı eğitimi almıştır. O zamandan beri serbest bir deniz analisti haline gelmiş ve hem stratejik hem de operasyonel düzeyde deniz gelişmeleri üzerine bilgiler sunmaktadır. Ana odak noktası, kişisel blogu olan Rus Donanması – Haberler ve Analiz’de takip ettiği Rus Donanması olup, ayrıca Avrupa donanmaları ve Hint-Pasifik Bölgesi’ndeki deniz gelişmelerini de izlemektedir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu